Denizden Gelenler (From The Sea)
Kıtaları birbirinden ayıran, uçsuz bucaksız okyanuslar hiç şüphe yoktur ki günümüzde insanoğlunun derinlik ve sınırlarını anlamaya çabaladığı, engin ve açık denizlerdir. İnsanoğlunun merak ve keşif arzusu onu okyanuslar üzerinde bitmek bilmeyen araştırmalara itmiştir. Bilimin birçok farklı alanında sürdürülen araştırmalardan çıkarılan ortak dersleri yorumlayarak, bilimsel değerlendirmeye vardığımız bu zaman diliminde, algımız evreni anlama yolunda felsefi bir boyut kazanmıştır.
Okyanus davranışları evrenin hareketleriyle büyük benzerlikler oluşturduğu ve kendine has karakteristik bir çizgisinin olduğu bilinmektedir. Bu hareketlerden bizim algılamayı başarabildiğimiz en geneli dalga hareketidir. Dalga hareketini evrenin ve dünyamızın birçok an ve davranışında gözlemlemek mümkündür. Okyanuslar dalga hareketini her an bize yaşatan ve dünyanın 3 de 2sini kapsayan yegâne gerçekliğimiz olarak gözümüzün önünde durmaktadır.
Okyanuslar sadece bilinmezliği değil, yeryüzündeki doğal olan tüm hareketi temsil eder. Evrenin bilinen en doğal harareti dalga hareketidir. Bunu mikro kozmostan makro kozmosa evrenin her zerreciğinde görmek mümkündür. Okyanuslar bizim bunu tüm hissiyatımızla yaşayabileceğimiz ve de tadabileceğimiz en muhteşem yerlerdi.
Doğa ananın organik ve inorganik her şeye en güzel şekillerini verdiği en güzel ortamın okyanus ve sualtı ortamı olduğunu düşünüyorum. Okyanustan bizlere gelen her şey doğanın en saf halinde, dalga hararetleriyle şekillendirilerek bize verilmiş hediyelerdir.
Okyanustan gelenler aslında hepimizin anılarında denizle bütünleşmiş çoğunlukla güzel anılardır. Biraz düşünüp çevrenizdekilere sorarsanız neredeyse herkesin denizden bulduğu ya da denize ait olanı bir şekilde aldığı bir an ya da anısı mutlaka vardır.
Bugün toprak ile uğraşan biri yaptıklarıyla, merak edenlere, denizden gelen anıları hatırlatmak istedi.